Haber

Türkiye 100 yaşında! Cumhuriyetin kuruluşuna ilişkin tarihi belgeler…

Ülkede 100’üncü yıl kutlamaları yapılıyor…

29 Ekim 1923 akşamı TBMM Genel Kurul toplantısı 1.Meclis binasında yapıldı.

“Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir”İlkenin hayata geçirilmesi için tarihi bir adım atıldı.

Murat Bardakçı Cumhuriyetin hukuki belgelerini yazdı.

Bardakçı’nın TBMM Arşivi’nden elde ettiği belgeler ve o belgelerin hikayesi…

Belgelerde TBMM’nin 29 Ekim 1923’te Anayasa’da yaptığı değişiklikler yer alırken, Meclis katiplerinin yazdığı sayfaya da yer verildi.

Bu metin Cumhuriyetin ilanının ilk resmi belgesi oldu. (TBMM Arşivi).

Diyanet İşleri Başkanlığınca gönderilen belge

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Cumhuriyetin ilanının kamuoyuna duyurulması amacıyla müftülüklere gönderdiği telgraflardan biri. (Arşiv, 051-0-8-65-35-1).

Anayasa değişikliği

Şimdi Cumhuriyetin ilanının hukuki yönünü ve belgenin önemini anlatayım ve şu sözleri ekleyeyim:

Cumhuriyet, 1921 Anayasası’nın altı maddesinin değiştirilmesi amacıyla TBMM’nin ‘Temel Hukuk Komisyonu’ yani Anayasa Komisyonu tarafından hazırlanan kanun tasarısının 43’üncü yılında kabul edilmesiyle, anayasa değişikliğiyle kurulmuştur. 29 Ekim 1923 Pazartesi günü Meclis toplantısı yapıldı. İlan edildi. Anayasanın birinci maddesine ‘Türkiye’nin yönetim şekli ‘Cumhuriyet’, devletin dini İslam, resmi dili Türkçe’dir’ eklendi. Diğer konular Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve Hükümet ile ilgiliydi.

Oylamanın ardından hemen cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldı ve Mustafa Kemal Paşa cumhurbaşkanı seçildi.

Komisyon belgesi

29 Ekim 1923 Pazartesi günü TBMM’nin 43. oturumunda görüşülerek kabul edilen taslağı hazırlayan Anayasa Kurulu; Başkanlığında İzmir Milletvekili Yunus Nadi (Abalıoğlu) Bey, Gelibolu Milletvekili Celâl Nuri (İleri), Dersim Milletvekili Feridun Fikri (Düşünsel), Konya Milletvekili Refik (Koraltan), İzmit Milletvekili İbrahim Süreyya (Yiğit), Muş Milletvekili İlyas Sami Bey ve Antalya Milletvekili. Rasih Hoca’dan (Kaplan) oluşuyordu.

Celâl Nuri Bey’in TBMM Başkanlığı’na hitaben yazdığı heyet muhtırası bugünkü Türkçesiyle şöyleydi:

Milletimizi refaha, saadete ve tam bağımsızlığa kavuşturan ve Allah’ın emrettiği savaşta, milli egemenliğin özü kesinlikle kabul edilmiş ve buna her zaman saygı gösterilmiştir. Bu yöntemin asil Türk milletine ne kadar büyük bir başarı sağladığı ortadadır. Egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olması ve yönetim biçiminin milletin kaderini bizzat ve fiili olarak yönetmeye dayanması nedeniyle zaten ‘Cumhuriyet’ anlamına gelmekte ve saltanatı kesin olarak kaldıran bu kelime kullanıldığı için kullanılmaktadır. Türk Devleti cumhuriyetçi bir yönetim olduğundan, Anayasa Anayasası’nda açıkça belirtilmektedir. Bu unsurun bir fıkra ile açıklığa kavuşturulması hukuksal ve uygulama açısından uygun görülmüştür.

Cumhuriyet kurulduktan sonra bu cumhuriyetin temsilcisi olan Cumhurbaşkanlığı makamının da kurulması doğaldır.

Ayrıca hükümeti kuracak başbakanın cumhurbaşkanı tarafından atanması, sorumluluğun belirlenmesi açısından zorunlu bir görevdir.

Bu nedenle halen mevcut olan devlet şeklini tespit etmek amacıyla Anayasanın birinci, üçüncü, sekizinci ve dokuzuncu maddeleri aşağıdaki şekilde değiştirilerek devletimizin dininin İslam, dilinin Türkçe olduğunu belirten özel bir nokta eklenmiştir. .

Bahsi geçen konuların yasalaşması için Celile Konsili’ne bir öneri sunarak, bunun bir an önce görüşülmesini istiyoruz.

Cumhuriyet bu belgeyle ilan edildi

Bu talimat doğrultusunda hazırlanan yasa tasarısının 29 Ekim akşamı saat 08.00’de TBMM’de kabul edilerek yasalaşmasıyla Türkiye’de Cumhuriyet ilan edilmiş oldu.

Anayasa değişikliği maddeleri

“Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Baş Defteri (Genel Sekreterlik) Kavanin (Kanunlar) Müdürlüğü” antetli kağıdında yazan 364 sayılı kanun şöyleydi:

Birinci Unsur: Egemenlik, kayıtsız şartsız egemenlik milletindir. Hükümetin görgü kuralları, insanların kişisel ve fiili kaderlerini yönetmelerine dayanır. Türkiye Devletinin yönetim biçimi Cumhuriyettir.

İkinci Unsur: Türk Devletinin dini İslam dinidir. Resmi dil Türkçedir.

Üçüncü Unsur: Türkiye Devleti, Büyük Millet Meclisi tarafından yönetilir. Parlamento, Hükümetin ayrı bölümlere ayırdığı idareyi, Yürütme Vekilleri aracılığıyla yönetir.

Dördüncü Nokta: Türkiye Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu tarafından ve kendi üyeleri arasından bir seçim dönemi için seçilir. Cumhurbaşkanlığı görevi yeni Cumhurbaşkanı seçilene kadar devam eder. Tekrar seçilmek caizdir.

Beşinci Nokta: Türkiye Cumhurbaşkanı devletin başıdır. Bu sıfatla gerekli gördüğü zamanlarda Meclise ve Vekil Komisyonuna (hükümete başkanlık eder) başkanlık eder.

Altıncı Unsur: Başbakan, Cumhurbaşkanı ve Meclis üyeleri (Meclis üyeleri arasından seçilir) tarafından seçilir. Diğer milletvekilleri Meclis üyeleri arasından Başbakan tarafından yeniden seçildikten sonra genel heyet (tümü) Cumhurbaşkanı tarafından Meclisin onayına sunulur. Parlamentonun oturumda olmaması halinde (çalışma döneminde), onay Meclis toplantısına havale edilir (toplantısına ertelenir).

Yurda müftüler atandı

Sorunun temelinde Meclis’in yeni bir devlet kurmaya değil, mevcut yönetimin adını vermeye karar vermesi vardı…

Cumhuriyetin ilanı Ankara’da 101 top atılarak kutlanırken, kararın tüm ülkeye duyurulması görevi müftülüklere verildi. Vakıflar ve Şeriat Bakanlığı’nın talimatıyla Türkiye’deki tüm müftülere telgraf çeken Diyanet İşleri Başkanlığı, müftülerden artık Cumhuriyetle yönetileceğimizi kamuoyuna duyurmalarını istedi.

Bu sayfada, TBMM’nin 29 Ekim 1923’te Anayasa’da yaptığı değişiklikleri içeren, Meclis katipleri tarafından yazılan yepyeni metin, yani Cumhuriyetin ilanının ilk resmi belgesi yer almaktadır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu